
ya ben şöyle bi şey bırakayım buraya. twitter tumblr gibi sosyal mecralarda sürüyle "yargılayıcı" insan olduğu için istemedim oraya yazmak. içimi sıkan şeyleri onlarla paylaşmak istemiyorum, o kadar değerli görmüyorum onları. dedim geleyim buraya yardırayım ne varsa. ne adım belli ne de adım belli olsaydı bile yargılayacak insanlarsınız. en iyisi size dökeyim içimi dedim. eminim çoğu insan yazmaya vakit bulamıyodur ya da yazası geldiğinde yazacak yer bulamıyodur. herkes döksün içini işte, ne bileyim, saçmalıyorum.
başlıyorum o zaman. ben evden çıkmıyorum. yaklaşık dört aydır sadece dershaneye gitmek için evden çıkıyorum ve babam bırakıyo babam alıyo, istemiyorum otobüse binmek, adamı uğraştırıyorum. bencillik mi? evet bencillik. otobüste kıçımın başımın fotoğrafını çekmelerini istemiyorum, komik bi anımı fotoğraflayıp twitter'da dalga malzemesi etmelerini istemiyorum, evet bencillik. dışarı çıkmak istemiyorum. babam yaşında heriflerin beni gözleriyle soymasını istemiyorum çünkü. kafelere gidip oturmak istemiyorum, yan masadaki hırbolar beni gözleriyle yesin istemiyorum çünkü. sokağa çıkmak istemiyorum. tehlikeli çünkü, ya sokakta tek başımaysam ve arkamdan gelen bi erkekse? işte o korku bak, "ya başıma bi şey gelirse". kafelerde oturmak istemiyorum, bi ortama girdiğinde yüzüne gülen insanların sen kalktıktan sonra fısır fısır dedikodunu yapması güzel değil çünkü. neden? kıyafetini eleştiriyolardır belki, konuştuğun kişileri eleştiriyolardır belki. masanda birden fazla erkek mi var, ooo bittin sen ya. beş dakika içinde arkandan konuşanların sayısı katlanarak artar. çok hafif bi dekolte mi var kıyafetinde, "aranıyosun" sen o zaman ya! ne demek efendim! saçını iki yandan mı topladın, delisin ya da şımarıksın ve dikkat çekmeye çalışıyosun ya bunun başka bi ihtimali olabilir mi? lütfen ya!
yok arkadaş, ben insanlara tahammül edemiyorum. aylar sonra ilk defa bi yerlere gidip oturdum. ya oturmaz olaydım. durduğum yerde sağa sola bakıyorum biri bana bakıyo mu biri fotoğrafımı çekiyo mu biri benimle dalga geçiyo mu. kahkaha atan biri olsun sağımda solumda, ulan diyorum kesin bana gülüyo kesin benimle alay ediyo. nasıl özgüvensizlik di mi? tabii bi de psikolojik sorunlarım var benim, dikkat çekmeye çalıştığım için uydurduğum.. obsesifim ben, öyleyim çüküne koyayım ben ne yapayım, elimde mi? değil. hastalık lan işte, sen yumurtalığında kist olan birine "sen bunu dikkat çekmek için yapıyosun aslında yok" der misin? demezsin. bunun ne farkı var? elle tutulur gözle görülür bi şey değil ya çüküne koyayım, bol keseden yapıştır damgayı, ağzına ne geliyosa. anksiyete bozukluğum var. var çüküne koyayım. napayım elimde mi? hayır. durduk yere endişe basıyo. mideme yumruk yemiş gibi oluyorum. sebebini bilmiyorum da. ama bi şey başka bi şeye çağrışım yaptığı an oluyo genelde. bende kötü etki bırakmış bir olayı hatırlatan en ufak sima, eşya, kelime, renk, her ne olursa. serbest çağrışım muhabbeti bilinç akışı olayı bende anksiyete yaratıyo ya. napayım çüküne koyayım illa hastanede mi yatmak gerekiyo sizin yargılamamanız için? ayağa kalkıp bağırmıyorum da ben böyleyim şöyleyim diye. hayır bağırsam ne olacak? millet facebook'a "bugün ameliyata giriyorum:((((" yazdığı zaman "aaaa geçmiş olsun canıııım ne ameliyatııııı" yazan tiplersiniz, onlar niye "dikkat çekmeye çalışıyo" olmuyo ki? ya çıkın şu kalıplardan abi, bırakın ya. kodlamışsınız kafanıza "şunu yapan şöyledir, bunu yapan böyledir, aksini iddia eden geri zekalıdır" gibi boş boş twitter kalıplarını. milleti genellemekten öz eleştiri yapamıyosunuz tükürdüğümün yerinde. ya bi bırak, sana ne? kendi işine bak arkadaşım, işsiz misin sapık mısın yoksa kafayı başkalarının hayatlarına mı taktın? yeter bu nedir ya. ulan ne cüretkar insanlarsınız, ne cesaret di mi ya? kendi açıklarını kapatmak için başkalarını ellerinde olmayan özelliklerinden vurmak ne güzel şey, ooooh bana bulaşmayan bok bin yaşasın.
neyse başka bi konuya daha geleceğim. bi entryde söylemiştim sanırım, ben sürekli youtube'ta türklerin paylaştığı bi videonun altındaki yorumları okuyorum, instagram'da ünlü olan kişilerin fotoğraflarına yapılan yorumları okuyorum, twitter'da tt listesinde olan başlıklara tıklıyorum yazılan tivitleri okuyorum. biliyorum sinirleneceğimi, biliyorum çıldıracağımı, yine de okuyorum. bakıyorum karaktersizin biri "kadın şöyle olmalıdır kadın dediğin bıdıbıdı, şunu şöyle yapan kadın tezgahın üzerinden parasını alsın" bilmem ne bilmem ne. sonra bütün gün sinirli, aksi, huysuz bir horro. neden yapıyorum bunu kendime bilmiyorum ama bu siteyi bi kızılay çadırı gibi hissettim, buraya sığındım. twitter'a ayda yılda bir giriyorum, instagram'da sadece bi fotoğraf paylaşıp çıkıyorum, facebook zaten kullanmıyorum. tumblr'da bütüüün türkleri takipten çıkardım, saçma sapan postlar ana sayfama düşer de sinirlenirim diye. haber izlemiyorum. görmezden gelirsem yokmuş gibi davranırsam sanki onlar gerçekten yok olacakmış gibi. dünyanın nefreti bitmiyo ki. dünyanın şiddeti bitmiyo ki. her şey şiddet. böyle bi toplumda insan nasıl sinir hastası olmasın ulan!
bugün kısa kollu tişörtle çıktım dışarı. ya ne bakıyosun? bakma! sana mı giydim ben bunu? sen az kudur diye mi giydim? ne var kollarım görünüyosa ya? sen annenin kollarından da tahrik oluyo musun? sorsan din iman ohooo sen mi bileceksin o mu ya?! yok arkadaş, kabul etmiyorum ben bunu. he ya ne var kırmızı oje sürdüm ben. ne var bunda ya? bana bi söylesene. ben bu renk oje sürdüm diye niye seninle seks yapmak istiyo olayım? ben bu renk oje sürerek neden senin dikkatini çekmeye çalışıyo olayım? bi de şöyle düşün. belki sen bi renkten bile tahrik olacak kadar içindeki sapıklığı bastıramıyosundur! yok ben çıkmak istemiyorum sokağa ya. yaşadığım yerde sokakta 20 tane erkek varsa 10 tane kadın anca vardır mesela. her taraf erkek. koca koca herifler, küçücük kızların kıçına başına bakıyo bıyıklarını okşaya okşaya. ben buna maruz kalmak zorunda mıyım? etek giymek falan.. ooo mümkün değil burada. bazı cesur kızlar var onlar giyiyor. çok şaşırıyorum. nasıl dayanabiliyolar o bakışlara merak ediyorum. ben kolum açıkken bile gözle taciz ediliyorum burada. o kadar korkunç ki. dar pantolon giydin di mi? ooo senin hatların belli oluyo sen seks yapmak istiyosun. ulan ne alaka? ya bakma. kafanı çevir di mi? peki sen teyzem? sevgilimle yan yana yürüyorum. ne diye cıkcıkcık diyosun? sen de mi beni "yollu" sanıyosun? teyzem be, sen böyle düşünürsen ben o heriflerin düşüncesini nasıl değiştiririm? anne değil misin sen? neden senin oğlun çüküyle gurur duyarak gezerken ben amım yokmuş gibi davranmak zorundayım? neden regl olduğumuzu fısır fısır söylemek zorundayız yanımızdaki kızlara mesela? herif çükünü kaşırken ben "regl oldum" desem nolur ki? onun kıllı kokuşmuş çükünü avuçlayıp sonra o ellerle sağa sola dokunmasından iğrenmiyosun benim amımdaki kandan mı iğreniyosun gözünü seveyim?
ooof be, ne biriktim ben ya. ben bu zamana kadar elimde olmayan şeylerden dolayı yeterince aşağılandım. ilaçlarımı gören aşağıladı, var evet kolumda da kesikler var, bir sürü var. hayır niye saklayayım ya? utanmıyorum ben onlardan. aşağılamıyorum da "haha ergenlikten kalma kanka ya salaklıklar işte" falan demeyeceğim, yok, bekleme. ha doğrudur bak bi aptallık yapmışım. kimin nasıl bi çocukluk geçirdiğini nereden bileceksin ki sen? kaldır o suratındaki gülüşü. komik değilsin. kendimi cezalandırırdım ben o kesiklerle. vicdan azabım geçerdi. rahatlatırdı. kendime olan nefretim azalırdı. sana ne ki bundan? belki kedim tırmalamıştır hatta. ama yok, utanmıyorum, evet ben yaptım. o zaman öyle bi düşüncem vardı, o zaman o şekilde çözdüğümü sanıyodum sorunlarımı, yapmıştım. geride kaldı bu ama. neden bunun için beni yargılaman gerek? evet rezillik belki sana göre. çok kötü duruyo senin tişört giymeye ne hakkın var o kolunla ya? di mi? ergenlik diyeceksiniz mesela, şu siteye yazarken bile "acaba yargılar mı bu insanlar beni" diyorum içten içe. ama kimse yargılamıyo, neden? "bunu neden yaptın neden böylesin bu benim meselem değil çünkü. bu kişi sensin, benim amacım sana bir şeyler öğretmek ve senden bi şeyler öğrenmek, ne olduğun nasıl olduğun önemli değil, insan mısın, insansın. belli bi amacın var ki bu siteye gelmişsin, benim için önemli olan budur" demekten başka bi şey gelmez ki elimizden burada. kalkıp o kişiyi eskiden yaptığı yanlışlarla hiçbir şey bilmeden etmeden yargılamakla elimize de bi şey geçmez. egomuzu tatmin etmek gibi bi amacımız da yok. böyle umuyorum en azından. o yüzden yazdım buraya.
aşırı uzun oldu farkındayım ama aylardır içimi dökmek adına elime kalem almadım. patlıyorum sanırım, bilmiyorum. saçmaladım da muhtemelen. şimdi ne yazdığıma bile bakmadan "lan siz kendinizi ne sanıyorsunuz" tuşuna basarak gönderiyorum ben yazımı ya. herkes döksün içini, dökmeli. yoksa delirir insan bu kabusun içinde.